2.Gün AyaÅŸ – Nallıhan 71 km
Ä°kinci güne sabah 06:00′ da uyandık ve kalkıp toparlanmaya baÅŸladık. Kahvaltı yaptıktan sonra yola yavaÅŸtan yola çıkmıştık ki 200 metre gittik Murat abi baltayı unutmuÅŸ geri dönüp baltayı aldım. Sonra bastık pedala. Hedef Nallıhan. Sıcak hava, çorak topraklar tek tük aÄŸaç ilerlemeye devam. Beypazarı’na doÄŸru pedallarken ilerde Karayolları emekçisi arkadaÅŸları gördüm ve yanlarından geçerken selam verdim. OturmuÅŸ çay içip dinlenen güzel insanlar halimizi görünce dayanamayıp gel çay iç dediler. Biz de davete icabet ettik. Onlar çay ikram etti bende onlara bisküvi ikram ettim. Biraz sohbet ettik, bize klasik sorulan sorular cevaplar vs. derken. Çaylar bitti biz veda edip yola devam ettik.
Beypazarı’na yaklaÅŸmıştık ki benim ön lastik fısss diye kavurucu güneÅŸin altında patlayıverdi. Zihnimin derinlerinde ki,”lastik patladı, patlar mı, patlayacak mı” gibi kuruntulardan mı bilmem ama patlıyor her uzun turda iÅŸte. Bir ara kendi kendime, “acaba bu turu hiç lastik patlatmadan bitirebilecek miyim?” diye de sordum yalan deÄŸil. Sevmiyorum vallahi lastik patlatmak deÄŸiÅŸtirmek falan ne yapayım?
Osman abi gölge var ilerde gel dedi bastı gitti. Bisikleti önde çantalar olduÄŸu için kaldırıp ön tekeri biraz gittim ama kollarım aÄŸrıdı, Osman abiye kadar ulaÅŸamadım baktım olmayacak çıkardım çantaları söktüm tekeri. O sırada Osman abi bisikletini bırakıp geri geldi. “Gölge var” niye gelmedin dedi 🙂 Osman abinin de yardımı ile yedek iç lastiÄŸi taktık ve biraz hava basıp devam ettik.
Beypazarı’na giriÅŸte çeÅŸmede serinleyip sularımızı tazeledik ve biraz daha ilerledikten sonra benzinliÄŸe girdik. Tekerimin havasını pompa ile yeterince basamadığım için benzinlikte o iÅŸi halledeyim istedim. Tam 60 psi’ a tamamlamak için hava bastım arkamı dönmemle Osman abi seslendi; “Lastik indi Volkan”.
Nedir bu lastiklerden çektiÄŸim! Ben panikle ve söylenerek arka tarafta ki aÄŸacın gölgesinde çantaları çıkarıp tekeri söktüm. Bu sırada Murat abi dondurma getirdi. Dondurmayı yerken bana çok güzel tavsiyeler verdi saÄŸolsun. Acele etmemem gerektiÄŸini sakin sakin yapmamı, biraz da abartarak, “gerekirse bugün burda kalırız” dedi. Kulağıma küpe oldu bu sözler.
LastiÄŸi söktüğümüzde anladık ki takarken yanlış takmışım sıkışmış içerde ve tam hava basınca patlamış tekrar. İç lastik katladığımızdaki kenar kısmından açılmış. Murat abi sıfır iç lastik vermek istedi fakat bende yedek olan yamalı lastiÄŸi taktım. Takarken, “abi buda yamamdan gümlemez umarım” dedim. Montaj yaptık, hava bastık ve herÅŸey yolunda devam. Merkeze gidip hızlıca çarşıya girdik, Murat abi ile kısaca bir gir çık yaptık Beypazarı çarşıya. Beypazarı kurusu ve benim çok sevdiÄŸim cezerye den aldık. Beypazarı kurusu diyince aklıma Adana-Hatay turu geliyor. Erhan okursa selam olsun. O turda da çok yemiÅŸtik Erhan’ın Beypazarı kurusunu 🙂 O kuru ye ye bitmedi. Beypazarı çıkışında da akÅŸam için biraz alışveriÅŸ yaptıktan sonra Nallıhan’a doÄŸru devam ettik. Buradan sonra yol iyice çöl gibi oldu. SoÄŸuk asfalt, sıcaktan eriyen ziftler. Etrafta tek bir aÄŸaç gölgesi bile yok. Daha önceleri birçok muhabbetimizde Mustafa YetiÅŸ hocamız bize; ” Ankara’dan hareket edip vakit kaybetmeyin biz zamanında çok yaptık vakit kaybı olur” demiÅŸti. Kendim tecrübe edip ÅŸu an onu çok iyi anlamıştım. Buralar çok keyif vermiyordu. Kollarımız yandı suyumuz azaldı, ama azmimiz bitmedi. Rampalar in çıklardan sonra yine hafif bir rampa tırmanışında lastiÄŸim yine gümledi. Osman abiye seslendim hatta düdük çaldım arkasından ama duymadı bastı gitti. Ben yeni sinir ve panik halinde söve söve sökmeye baÅŸladım lastiÄŸi. Çünkü hemen takıp devam etmek istiyorum hep telaÅŸ yapıyorum. Arkamdan yürüyerek gelen Murat abi yanıma yanaÅŸtı ve beraber lastiÄŸi deÄŸiÅŸtirdik. Murat abi daha önce teklif ettiÄŸi sıfır iç lastiÄŸi burada verdi. Güzel deneyim oldu, bol bol iç lastik taktım 🙂
Çayırhan ilçesine varınca bir benzinliÄŸe girip mola verdik. Henüz öğle yemeÄŸi yememiÅŸtik ve benim enerjimde tükenmiÅŸti. Arada atıştırdığımız cezerye vs. ile idare ettik. Benzinlikte soda bisküvi atıştırdık. Öğle yemeÄŸi yememek iyiden iyiye beni germeye baÅŸlamıştı. Acıktığımda her zaman sinirli olurum ben. Osman abi ile daha samimi olmamız sebebi ile ona durumdan rahatsız olduÄŸumu ifade ettim. Bana göre iyi beslenmemiz gerekliydi. Bu sıcakta sarf ettiÄŸimiz efor karşılığında protein ve karbonhidrat almamız ÅŸarttı. Åžekerle olmaz. Benzinlikteki arkadaÅŸlara kamp atabileceÄŸimiz güzel bir yeri sorduk. Bana kalsa bu benzinlikte kalalım derim dedim, takatim pek kalmamıştı, Ä°yiden iyiye yorulmuÅŸtum saat de 17:00′ i geçiyordu. Nallıhan merkeze 36 km vardı daha. Ufak bir rampa tırmandıktan sonra tepede nerede kalacağımızı konuÅŸmaya baÅŸladık. Benzinliktekilerin tarif ettiÄŸi dere kenarı yere doÄŸru döndük fakat 100 metre gittik Murat abi kendi yolumuzu takip edelim sapmayalım buluruz baÅŸka yer dedi. Hemen ilerde solda bir köy ve içinde camii vardı. Ben oraya gitmeyi teklif ettim, fakat Osman abi daha önceki bir turunda bir köyün içinde camii ye gidip imam’a sormuÅŸ, imamının; ” köy yerinde çadır olmaz” vb. bir ifadesine bozulup kamp atmamış. Yine öyle olur diye hiç girmeyelim dedi. Ben genellemelere karşıyım ÅŸahsen bir ÅŸansımızı denememiz gerekirdi diye düşünüyorum. Ama itiraz etmedim, “siz bilirsiniz” dedim. Devam ettik, saÄŸa sola umutsuz bakışlar sonucunda bir yer bulamadık ve Nallıhan KuÅŸ Cennetine kadar geldik. Burada kalabilir miyiz? dedik ve içeri girdik. Güvenlik personelini bulup, durumumuzu izah ettik.
-” Åžurada çadır kurma alanları var, burada kalabilirsiniz. Fakat baÅŸtan söyleyeyim gece çok sivrisinek olur, ayrıca sarı ömer denen örümcek ve bolca yılan var. Size form doldurtacağım sonra merkezi arayıp soracağım onaylarlar ise kalabilirsiniz.” dedi.
Ben bu sözlere çok tedirgin oldum. İçimden bir ses olum atla dön eve dedi kaç kez. Pes et diyordu. Zihnimde git geller yaşıyordum. Benim için kırılma anlarından bir tanesiydi. “Öyle evde otururken youtube’dan milleti izleyip gaza gelmekle olmuyormuÅŸ” dedim kendi kendime. Anneme çok düşkünüm ben, her yola çıkışımda bisikletli ya da bisikletsiz içimi bir burukluk kaplar, kasvet sarar. Daha ayrılır ayrılmaz özlerim annemi. Dünden beri öyle aklımın bir köşesinde beynimi yiyip durur bu düşünce. Sonra, “Dur bakalım, az daha dur” dedim.
Aramızda istiÅŸare yaptık. Nallıhan merkeze 26 km vardı ve kalan yol gidiÅŸ geliÅŸ tek ÅŸerit yoldu. Emniyet ÅŸeridi de yok ve hava kararmak üzereydi. Riske atmamak için kalan yolu araç ile gidelim dedik. Ä°nternetten Nallıhan’da ki çekicileri aradık. Nakliyeciler yüksek fiyat çekiyor bu aklınızda olsun. Araç çekicileri daha uygun oluyor. Ordan oraya, ara dur, anan aÅŸÅŸağı baban yukarı derken bir arkadaÅŸ bize transporter ayarladı. 150 TL ye anlaÅŸtık ve arkadaÅŸ geldi. Bisikletleri attık ve araca bindik. Çok iyi niyetli ve hoÅŸ sohbetli şöför arkadaÅŸ bizi Nallıhan çıkışındaki Po Gaz benzin istasyonuna bıraktı. BenzinliÄŸin sahibinden izin aldıktan sonra hemen yandaki çimenliÄŸe yerleÅŸip çadırlarımızı kurduk.
Benzinlikte 5 yıldızlı otel tuvaleti gibi bir tuvalet vardı. Takdir ettim valla adamları. Ben hep diyorum, benzinlik, camii ve mescid turcunun en iyi dostu. Çadırımızı kurduk, yemek sohbet derken bugünde böyle geçti. Akşamları üstüme uzun kollu teknik gömlek ve pantalon giydim. Kene ve sivrisineklere karşı önlemimi böyle aldım. Gece yine 23:00 gibi yattık ama ben yine 02:00 gibi uyuyabildim.
Okuduğunuz için teşekkür ederim. Sağlıkla Kalın!
Yaşıyorsun bu hayatı volkanım
Sen böyle gezdikçe heyacanına ortak esiyorsun bizide çok güzel
Vay metin kardeşim benim, ne mutlu oldum yazılarımı okuduğun için. Sizlerin hayatına da ufacık olsada heyecan katıyor heveslendiriyorsam ne mutlu bana. Al bi bisiklet de gezelim artık. Çok yaşa kardeşim.